YAZARLAR

Tümü

Basından basına sansür

(1 Gün, 18 Saat önce)
Türkiye’de sansür artık yalnızca devlet eliyle, mahkeme kararlarıyla, BTK talimatlarıyla uygulanmıyor. Gazeteciliği kısıtlayan baskı, giderek daha “içeriden” geliyor. Medya yöneticilerinden, platform algoritmalarından hatta meslektaşlardan. Sansür, giderek daha sessiz, daha görünmez, daha yaygın hale geliyor. Artık yalnızca yasaklanan kelimeler değil, susturulan kimlikler, görmezden gelinen haber kaynakları, yalnız bırakılan gazeteciler de var gündemimizde.

Mehmet Murat Yıldırım

 

Bu yıl LGBTİ+ Onur Ayı’nı yaşarken, tam da bu görünmez baskının somut bir örneğine tanık olduk. KaosGL, 47 bin 500 takipçili resmi X (eski adıyla Twitter) hesabının Türkiye’de erişime engellendiğini duyurdu;

“Bu içerik, yasal bir talebe yanıt olarak Türkiye’de görünmez kılınmıştır.” Ne içerik kaldırıldı, ne de taraflara resmi bir bildirim yapıldı. Dijital bir yok etme operasyonu: Ne iz var, ne açıklama.

 

Kaos GL, yalnızca bir haber platformu değil, 1994’te kurulmuş, Türkiye’de LGBTİ+ bireylerin sesi olmuş, hak temelli mücadelede ısrar eden bir insan hakları örgütüdür. Bu erişim engeli, yalnızca bir hesap kapatması değildil, LGBTİ+’ların ifade özgürlüğüne, görünürlüğüne ve habere erişim hakkına yönelik sistematik bir müdahaledir. Bu, haber alma hakkımızın açık ihlalidir.

 

Ama sansür yalnızca platformlarda kalmadı. Aynı baskının bir başka boyutuna, gazetecilerin kendi içindeki iletişim ağında şahit olduk. 1013 gazetecinin bulunduğu “Haber Bülteni ve Duyuru Grubu” isimli WhatsApp grubunda, gazeteci ve LGBTİ+ hakları savunucusu Yıldız Tar’ın yaptığı şu paylaşım grup yöneticisi tarafından hiçbir açıklama yapılmadan silindi. Tar paylaşımına şu notu eklemişti “Yeni X hesabımız yayın hayatına başladı. Sansürü aşmak için desteğinize ihtiyaç duyuyoruz. @kaosglorg hesabını takibe almayı, sayfanızda paylaşmayı, arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın! Sansüre inat, yaşasın hayat! Tepkiler üzerine, yöneticilerden biri olan Vahit Aldı, açıklama bile yapmaksızın, grupta paylaşım yapma yetkisini sadece yöneticilere sınırladı. Sonra da şu soğuk metni paylaştı;

 

“Grup kurallarına aykırı olan — sosyal medya hesabını takip etme teşvik ederek özellikle reklam ve tanıtım içerikli paylaşımların — defalarca yapılmasına kesinlikle karşıyız.”

 

Reklam mı? Bu çağrı bir reklam mıydı? Bu bir promosyon değil, bu bir direniş çağrısıydı. Görünmez kılınan bir medya organının yeniden görünür olma çabasıydı. Bir grubun değil, bir halkın sesi olmaya çalışan gazetecilerin, hep birlikte ayakta kalma mücadelesiydi.

 

Ve bunu yapan kişi de herhangi biri değildi. Yıldız Tar, meslek yaşamında baskı görmüş, cezaevine girmiş, bedel ödemiş bir gazeteci. Bugün onun paylaşımını “reklam” diyerek sansürlemek, yalnızca bir kişiyi değil, bütün bir hak mücadelesini itibarsızlaştırmaktır.

 

Kaldı ki, aynı grupta belediye basın bültenleri, özel haber tanıtımları, büyük medya kuruluşlarının PR içerikleri sıkça paylaşılıyor. Onlar “mesleki paylaşım” olarak görülürken, LGBTİ+ topluluğuna ait bir medya hesabına destek çağrısı “reklam” damgası yiyor. Bu çifte standart yalnızca adaletsiz değil, aynı zamanda ahlaksızlıktır.

 

Üstelik ses çıkaranlar da susturuldu. Grup içindeki bu sansürü eleştiren gazeteciler, yöneticiler tarafından tek tek gruptan çıkarıldı. Sessizliğe razı olmayanlar dışlandı, “grup düzeni” adına direnenler kapı dışı edildi. Böylece sansür yalnızca bir paylaşımın silinmesiyle sınırlı kalmadı. Dayanışma göstermek isteyenlerin varlığı da sistemli biçimde tasfiye edildi.

 

Bugün bir kez daha görüyoruz ki, sansür sadece yukarıdan değil, içimizden de geliyor. Mesleki dayanışmayı hatırlamak, gazeteciliğin asli görevine geri dönmek zorundayız. Görünmeyeni görünür kılmak, susturulanın sesini duyurmak.

 

Bu çağrılar reklam değildir.

Bu çağrılar politik çıkar arayışı değildir.

Bu çağrılar kimlik meselesi değildir.

Bu çağrılar, yaşam hakkının ta kendisidir.

 

Gazetecilik, zulme uğrayanların hikâyesini anlatmaktır. LGBTİ+ bireylerin hikâyesi bu ülkenin hikâyesidir. Onları görünmez kılmaya çalışan her sansür, bizim de mesleğimizi yok sayar. Bu yüzden bugün, gazetecilik mesleğini savunmak için LGBTİ+’larla dayanışmak zorundayız.

 

KaosGL.org susturulamaz.

Yıldız Tar susturulamaz.

Sansüre inat, yaşasın hayat.


İSTANBUL
EURO
45.8819
DOLAR
39.5502
ARŞİV