ENGELLİ HAKLARI

Tümü

GÖRME ENGELLİ BİREYLERİN YAŞADIĞI ZORLUKLAR VE BİRLİKTE DENGEDE OLMA ÇABALARI

(6 Saat, 42 Dakika önce)
Engelliler Haftası’nda yüzde elli görme engelli olan birinin kaleminden yaşam deneyimi, bağlılık, mücadele ve umut dolu bir anlatı

Editör: Mehmet Murat YILDIRIM

 

10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında yüzde elli görme engeli bulunan Emine İnan tarafından kaleme alınan ve birçok engelli bireyin yaşam deneyimlerini içeren bu özel çalışma, görünmeyen engellerin toplumsal yaşamda nasıl derin izler bıraktığını, bireylerin ise bu zorluklarla nasıl baş ettiğini ortaya koyuyor.

 

İnan’a göre yaşananlar sadece bir bireyin deneyimi değil; bu toplumda bir arada yaşama kültürünün aynası. Onun ve katkı sunan diğer bireylerin kelimeleri, engelliliğin fiziki bir sınırlılık değil, çoğu zaman sosyal çevrenin bilinçsizlikten doğan davranışlarının sonucu olduğunu ortaya koyuyor.

 

Emine hanım, çalışmanın hikayesini şöyle aktarmış; 
 
 
 
ÇALIŞMANIN  HİKAYESİ  
 
Bu çalışma Hasan Kalyoncu üniversitesi Klinik psikoloji programı kapsamında tanıştığım Narrative Terapi dersinin dökümantasyon uygulamaları adlı bölümünün final ödevi olarak verilmesiyle başladı. Dersi veren hocamız Dr. Mehmet Dinç aynı sorunu yaşayan beş kişiyle yapılmasını istediğinde aklıma ilk görme engelli bireyler geldi.  Kişisel hayat hikayemde yeri olan ve zaman zaman zorluklar yaratan görme sınırlılığım dolayısıyla kendime ve bu noktada ortak paydada buluştuğum görme engelli arkadaşlarıma küçük de olsa bir katkı sunmak istemekle birlikle bu süreçle ilgili kaygılarım oldu.
 
Bu durumla ilgili kaygılarımı birkaç meslektaşımla paylaştım ve onlar da bana ışık tuttu. Başlangıçta benzer sorunları yaşayan terapist olarak bu grupla bir araya gelmek, süreci yönetmek nerde durmam gerektiği gibi kısımlarda endişe duydum. Sonrasında üzerinde düşününce Narrative Terapide hiyarerşik olmayan terapist konumuna kendimi çekmek noktasında bu durumdan güç alabileceğimi ve de grubun birbirinin şifasına katkı sunacağını düşünerek bu kaygımı bertaraf ettim. Başlangıçta aklıma gruba katılımcı olarak dahil olup bu sürece katkı sunmayı düşünsem de uygulamayı ilk defa yapacak olmak ve bunun hiyarerşik bir hale gelebilme ihtimalinden imtina ettiğim için dahil olmaktan vazgeçtim. Görme engelli bir birey olarak çözülmez hissine neden olan bazı sorunları düşününce acaba sorun hikayeye hep birlikte saplanıp kalır mıyız diye endişe etsem de Narrative terapinin çoklu hikayeler istisnai durumlar kısmına güvenmeyi tercih ettim. 
 
KOLLEKTİF DÖKÜMANLAR VE GRUP ÇALIŞMASINDA DİKKAT EDİLENLER
 
Narrative terapi yaklaşımı, Avustralyalı Aile Terapisti Michael White ile Yeni Zellandalı David Epston tarafından geliştirilen postmodern bir terapidir. (White, 2007; Akt. Yazıcı, 2018) White (1992)’e göre insanlar yaşamının anlamını yorumlayıcı hikâyeler oluştururlar. Oluşturulan bu hikâyeler zamanla bireyin yaşamı için kesin “doğru”lara dönüşür. Baskın kültürün öyküleri, anlatımları çok güçlü olduğundan bireyler baskın söylemin ve yaşadıkları durumlara göre edindikleri kimliklerinin mesajlarını kendi gerçeklikleri gibi içselleştirirler. Yaşanılan durumlar bireye uygun olmazsa bile, bu mesaj mutlaka birey tarafından alınır. (Corey, 2005; Akt. Çelik, 2017).
’’ İnsan, çok sayıda öyküye sahiptir, tek bir öyküden oluşmaz' düşüncesi, Narrative Terapinin temel ilkelerindendir. İnsanların kim ve sorunlarının ne olabileceği hakkında mutlaka çoklu öyküler, çoklu anlamlar vardır (Madigan, 2016: Akt.Koca, 2018 ). Yapılan bu grup çalışmasında görme engelli bireylerin çoklu öykülerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.
 
Narrative terapide kullanılan teknikler yoluyla bireylerin kimliklerinin anlaşılmasını, problemleri ve problemin insan hayatı üzerindeki etkisini anlamayı, insanın kendi hayatını ve tecrübe ettiği problemleri farklı yöntemlerle konuşmasını mümkün hale getirir. (Morgan, 2020 Akt. Koca, 2018). Narrative Terapinin tekniklerinden biri olan sorunun dışsallaştırılması ile; danışanın kendisini problemden daha güçlü bir şekilde görmesine, kontrol sahibi olduğunu fark etmesine ve problemin danışanı kontrol edemeyeceğine dair bir inanç geliştirmesine yardımcı olur (Dyck, 2000, Akt. Çelik, 2017). Bu bağlamda katılımcılara yaşadıkları zorluklara isim vererek problemleri dışsallaştırmaları amaçlanmıştır.
Narrative terapiye göre, insanların hayatları ve kimlikleri hikayelerle şekillendiğine dair görüş yalnızca bireyler için değil, gruplar ve topluluklar için de geçerlidir. Bireyin kimliğinin anlatıldığı, temsil edildiği, belgelendiği ve şahit olduğu hikayeler, hayatını nasıl anladığına, hangi eylemleri yapabileceğine ve çabalarının nasıl sürdürülebileceğine dair derin bir farklılık yaratır (White ve Denborough, 2013, Akt. Koca 2018). Michael White ve David Epston tarafından geliştirilen kolektif naratif uygulamalar ile insanların ortak deneyimlerinin birbirlerinin yaşamlarıyla bağlantılar kurarak katkı sağlamaları amaçlanır (Denborough, 2008, Akt. Yazıcı, 2018). Bu amaçla yapılan bu çalışma kollektif doküman haline getirilmiştir.
 
Narrative Terapi bireyleri becerikli, yeterli, yetenekli ve yaşamda karşılaştığı sorunların üstesinden gelebilecek düzeyde düşüncelere, değerlere, karalılıklara ve yeteneklere sahip olan bireyler olarak görür. (Morgan, 2002, Akt. Çelik, 2017). Bu bağlamda yapılan grup çalışmasında bu durum göz önünde bulundurulmaya çalışıldı.
 
Narrative Terapide terapsit; bilen ve uzman kişi değil danışanın gitmek istediği yönde ortak hareket eden bir iş birliklikçi bir konumundadır .(Wilcox, 2014, Akt. Yazıcı, 2018) White (2000)’a göre terapistin konumu “merkezde olmayan fakat etkili” şeklindedir. (Tarragona 2008, Akt. Akkuş, Kütük, Samar, 2020 ) süreç içinde terapistin hiyerarşik bir konumda olmamasına özen gösterildi.  
 
BİRLİKTE NELER YAPTIK
 
Birinci oturumda katılımcılar kendini tanıttılar ve görme engelli olmalarının hayatlarına ne zaman ve nasıl girdiğini aktardılar.
İkinci oturumda katılımcılar görme engelli bireyler olarak sosyal hayatta iş yaşamlarında vr kişisel hayatlarında yarattığı zorlukları paylaşarak bu zorluklara bir isim verdiler.
 
Üçüncü oturumda katılımcılar yaşadığı kişisel toplumsal mesleki zorlukların üstesinden gelme noktasında hangi bilgi beceri ilişki ve inançlarından destek aldıklarını dile getirdiler.
 
Son aşamada ise kollektif doküman hazırlanarak katılımcılarla paylaşıldı. Yanlış aktarılan bir şeyin olup olmadığı ve bu çalışmayı okumanın onlara nasıl geldiği noktasında geri bildirim alındı.
 
ÇALIŞMANIN  ÇERÇEVESİ
 
 Yapılan çalışmalar grup çalışmalarının en az bireysel psikoterapiler kadar etkili olduğunu göstermektedir. Her grup, hepsi birbirleriyle karmaşık biçimde etkileşen eşsiz karakter özellikleriyle birlikte son derece bireysel bir gelişime uğrar. Bütün üyeler kendilerini bireylerarası yönden ortaya koymaya başlarlar, her biri kendi toplumsal mikrokozmosunu yaratır. Terapi grubunda, özellikle erken evrelerde, hastanın teklik duygulannın giderilmesi güçlü bir rahatlama kaynağıdır. Hastalar, grubun diğer üyelerinin kendilerininkine benzer endişelerini işittikten sonra · duygularını çevreyle bağlantılı olarak daha fazla aktarır. (Yalom, 2002)
 
Çeşitliliği sağlamak adına grup çalışması yapılacak katılımcıların;  farklı öğrenim düzeylerine sahip olması, farklı yaş gruplarından olmaları, çalışma hayatların olup olmaması noktasında özen gösterildi. 
 
Çalışmanın yazıya dökülmesini kolaylaştırmak için ses kaydı almaya yönelik onam alındı. Ödev kapsamında olsa da kapakta isimlerinin geçmesini isteyip istemedikleri soruldu.
 
Çalışmanın başlangıcında her bir oturumun üç farklı günde yapılması planlanmakla birlikte katılımcıların biraraya gelme noktasında yaşayacağı erişim zorluğu, bazı katılımcıların çalışma hayatının olması ve hafta içi yapılacak tüm oturumlara katılma imkanının olmaması nedeniyle aynı gün içinde çalışma tamamlandı. Toplamda üç oturumdan oluşan çalışmada oturumlar yaklaşık 50 dakika sürdü.
Çalışmada Denborough’un insanların beceri ve bilgilerinin zengin içerikli tarihini araştırmayı hedeflediği şu şekildeki sorularından yararlanılmıştır: (https://www.metaphoricallyspeaking.com.au/collective-narrative-documentation
1.Karşılaştığınız bu zorluklarda size yardımcı olan bir beceri, bilgi veya değeri tarif edin
2. Bu becerinin, bilginin veya değerin sizin veya başkaları için bir fark yarattığı zamanın hikayesini paylaşabilir misiniz?
3. Bu beceri, bilgi veya değeri nasıl öğrendiniz, ne zamandır hayatınızda,  Kimden öğrendiniz?
4. Bu beceri veya değer bir şekilde kolektif veya kültürel geleneklerle bağlantılı mı?
 
TEŞEKKÜRLER
 
Öncelikle bu çalışmayı bize anlatan ve uygulamamızı sağlayan Dr. Mehmet Dinç’e, çalışmada Nilüfer Belediyesi ilr bağlantı kurmamı sağlayan Necdet Turhan’ a, Bizim Ev Engelliler Dayanışma merkezinde çalışmanın organize edilmesinde emek veren Neşe hanıma ve bu çalışmaya katılan gönüllülere teşekkür ederim.    
 
 
-------------
 
 
MERHABALAR
 
Bizler Bursa’da ikamet eden görme engelli bireyleriz
Kimimiz ilkokul kimimiz lise kimimiz yüksekokul kimimiz ise lisans mezunu. Aramızda emekli olup görme engellilere gönüllü danışmanlık ve teknoloji kullanımıyla ilgili destek sunanlar, ev hanımı olup bağımsız hareket ve yeni beceriler kazanmak için bir merkeze devam edenler ve kamuda çalışmakta olanlar var. 
 
KENDİMİZİ NASIL TANIMLIYORUZ
 
Kimimiz kendini mülaim; kimimiz ailesine karşı korumacı, titiz dik bir engelli, acınmaktan acındırılmaktan pek hoşlanmayan; kimimiz güler yüzlü iyi niyetli insanlarla sohbet etmeyi seven; kimimiz mücadeleci, çılgın, eğlenceli, neşeli, dışardan gelen söylemlere kulak asmayan, kimimiz ise okumayı ve çalışmayı seven, sürekli kendini geliştiren, kimsenin yapmadığı zor işleri yapan olarak tanımlamakta.  
 
NELERİ İYİ YAPARIZ
 
Bazılarımız sevdiği insanlarla güzel sohbet etmeyi, teknolojik aletlerde sesli sistemleri kullanmayı; bazılarımız örgü örmeyi, şarkı söylemeyi, temizlik yapmayı; bazılarımız insanlara yardım etmeyi; bazılarımız yemek yapmayı, yazı yazmayı, düzenli olmayı; bazılarımız ise şiir okumayı hızlı klavye kullanmayı ve org çalmayı iyi yapıyor.    
 
GÖRME ENGELLİLİK VE BİZ
 
Görme engellilik bazılarımızın hayatına süreç içinde geçirdiği göz rahatsızlıkları nedeniyle bazılarımızın hayatına ise çocukken geçirdiği havale sonucunda girdi. Aramızda yüzde 25 gören de var hiç görmeyen de var. Bazılarımızın görme emgeli engelsiz bireylerle birlikte okula başladıktan sonra fark edilmiş, bazılarımız ise başka bir şehirde çocukluk arkadaşlarından farklı bir okula gittiğinde görme engelli olduğunu öğrenmiş.  Bazılarımız körler okulunda eğitim alırken bazılarımız engelsiz bireylerin okuduğu okullarda eğitimini tamamlamış. 
 
 
 
GÖRME ENGELLİ BİREYLER OLARAK NE GİBİ ZORLUKLARLA KARŞILAŞIYORUZ.
 
Çoğumuz şehir yaşamında fiziki engellerden dolayı sorunlar yaşamakta. Kaldırımlara konulan sarı bantlı çizgilerin hemen hemen hepsinde imalat hatası mevcut ve bu nedenle çizgileri rahat takip edemiyoruz. Takip etsek bile kimisi direkte kimisi ağaçta biterken kimisinin üzerine esnaf öteberi çıkarmakta. Kimimiz sarı bantlara güvenip hareket ederse çarpacağını düşünmekte.
 
Bursa ‘da metrolarda sesli sistem yaşantımızı kolaylaştırırken arabalarda sesli sistemin olmaması bizi zorlamakta.
Bazılarımıza görme engelli olduğumuz için bazense çocuklarımıza sormadan para verilmeye çalışıldığı oluyor. Verdikleri parayı kabul etmediğimizde ‘’ Seni insan yerine koyduk da para verdik’’ şeklinde tutumlarla karşılaştığımız oluyor. Kimimiz bize  engelimizden ziyade bir şahsiyet gibi sağlıklı şekilde yaklaşan insan sayısının toplumda çok az olduğunu düşünüyor. Bazılarımız kimi insanın  Hitabetlerinin bile değişik olduğunu bizim yanımıza geldikleri zaman  emir verir gibi çocuğa seslenir gibi davrandıklarını fark ediyor. Kimimiz bazı insanların  bir görme engelliyle nasıl iletişim kurulacağını bilmediğini ve  engelimize bakılarak gerekmeyen yargılarla bizle iletişim kurduğunu düşünüyor.
Bazılarımızın görmediğini insanlara gösterme durumu olmuyor. Sadece gözlük kullanıyoruz yürüyebiliyoruz hareket edebiliyoruz ama görüp görmediğimizi kimse bilmiyor o bizim yaşadığımız bir sorun olarak kalıyor.
 
Kimimiz hiçbir engellinin engelli olduğunu hissettirmek istemediğini çünkü  insanların bir garip baktığını düşünüyor. Bazen ise bizlere bu engelliymiş hani neresi engelli,  sağlamsın ama engelli oluyorsun, neye göre engel veriyorlar şeklinde yaklaştıkları oluyor ve bu durum karşısında üzüldüğümüz oluyor. 
 
Kimimiz iş başvurusunda bulunduğunda görme engelli olduğumuz için hiçbir işe yaramaz, hiçbir şey yapamaz, üretken olamaz gözüyle bakıldığı oluyor ve sonuç itibariyle iş bulmakta zorlandığımız oluyor. İş başvurusu yaptığımız zaman sadece engelli raporumuza bakılarak açık açık bu raporla iş bulamayacağımız raporu değiştirmemiz gerektiğine yönelik şeyler duyduğumuz oluyor. Oysa yeti yitimi ile o engellinin orada göstereceği iş performansı farklı şeyler. Bir görme engelli alırsınız yüzde yüz görme engellidir ama oraya oturtursunuz önüne sesli bilgisayar koyarsınız pekala orda üretken olabilir. Böyle ciddi bir önyargı var. 
 
Bazılarımıza yolda beyaz bastonla yürürken etraftan yardım etmeye çalışanlar oluyor ve bazen yanlış yönlendirildiğimiz oluyor. Kimimize nereye gittiğini bilmeyen başıboş yürüyen olarak davranıldığı oluyor.
 
Aramızda sonradan görme kaybı artmış olanlar var ve konu komşu görecek baston kullanıyor diyecek diye korktuğu için bastonu alıp tek başına dışarı çıkamıyor. Bu zorluk nedeniyle imkan olsa görme engelli olarak bilineceğimiz bastonla tanınacağımız ve daha rahat hareket edeceğimiz başka bir şehre semte taşınmak isteyenlerimiz var.
 
Bazılarımız markette fiyat sorduğunda veya birine başka bir şey sorduğunda görmüyor musun yanıtıyla karşı karşıya kalmakta. 
Kimimizin ailesi diğer insanlar gibi göremez yapamaz düşer başına bir şey gelir şeklinde düşünebiliyor. Bazılarımızın ise ailesinin bizden utandığı oluyor. 
 
Bazılarımız markete gittiğinde kasalar sesli ve tuşlu olmadığı için alışverişini düzgün ve istediği şekilde yapamıyor. Marketlerde her şeyin üstünde brail yazsa reyonların yeri değişmese yine kimseye ihtiyaç duymadan kendimiz halledebiliriz. Kimimiz bir mağazaya gittiğinde bir görme engelliye nasıl davranılacağını bilmedikleri oluyor. 
 
 Bazılarımız dışarda beyaz bastonun tanınmamasından muzdarip. Beyaz bastonu bilmedikleri için öcü gibi baktıkları oluyor. Yetişkin bireyler bile bilmedikleri için tuhaf bakıyorlar ya da evimizde oturmamız gerektiğini düşünüyorlar. 
 
Bazılarımız iki yaşındaki çocuklarını parka götürüyor. Dışardaki insanlar görme engelli ebeveynler olduğumuz için çocuğumuzun bizi parka götürüp gezdirdiğini düşünüyorlar. Aa çocuklarınız sizi gezdiriyor diyorlar ya da nasıl bakacaksınız diyorlar. Hatta bu konuda sosyal hizmetlere kadar şikayet etmek isteyenler oluyor sizin nasıl çocuğunuz olur bakamazsınız gibi.
 
Bazılarımız çalıştığı yerdeki idareciler tarafından normal olarak görülerek normal olarak algılanıyor.  Elinde baston olmadığında ya da tekerlekli sandalyede oturmadığında sağlam gözüyle bakılıyoruz ve normal insanların yaptığı işleri bizim üstümüze vermeye çalıştıkları oluyor.  Hani ne görüyor ne görmüyor ya bu işi yapar mı yapmaz mı diye sorgulayan yok.
 
Devletin engellilere verdiği haklar var örneğin kar tatili. Engelsiz bireyler bu durumu çok abartıyor keşke benim de bacağım kırılsa hep keşke ben de engelli olsam size hep tatil diyebiliyorlar.  Bazen çalıştığımız yerlerde ne yaparsak yapalım ne kadar performans sergilersek sergileyelim ne kadar efor sarf edersek edelim bir engelin olduğu için yaptığın iş invar sayılmadığı oluyor.
 
Bazılarımız için aslında engellilik sorun değil sarışınlık esmerlik gibi bir şey bir farklılık. Toplum farklılıklara alışık olmadığı için engellilere düzenli bir yapı oluşturmadıkları gibi aynı zamanda bizim oluşturduğumuz düzeni de bozduğunu düşünüyor. 
 
Yaşadığımız zorluklar karşısında bazılarımız kendini kötü hissetse de bazılarımız kendini denetlemekte zorlansa da bu zorluklar kendimize bakış açımızı etkilemiyor. 
 
Karşı karşıya kaldığımız bu zorluklar hayatta sahip olduğumuz umutları ve planları farklı farklı etkiliyor. Kimimiz kendinden ziyade arkadan gelen görme engelli çocuklar için umutsuzluğa kapılıyor. Kimimizi ise bu zorluklar daha çok kamçılıyor daha fazla şey başarmaya motive ediyor. Kimimizin geri adım atarak ileriye yönelik bir şey yapmasına engel oluyor. Kimimizi hayalindeki mesleği yapmaktan alıkoyarken kimimizi ise etkilemiyor.
 
Topluma Sinmiş Gibi… Kuşaktan Kuşağa Aktarım
 
Bazılarımız beyaz bastonla yürürken insanlar tarafından küçük çocuklara ‘’ Bak bu görme engelli büyüyünce onlara yardım edeceksin’’ şeklinde tanıtıldığı oluyor. Bu durum karşısında biz engelleri çocuklara acıma duygularıyla tanıtmamaları gerektiğini ifade ettiğimizde bize çıkışıldığı oluyor. Bu durum sonucunda çocuklar küçüklükten kafasına bizi muhtaç bir birey olarak yazıyor ve o küçük çocuk da daha sonra diğerlerine kuşaktan kuşağa bir davranış kalıbı olarak aktaracağından endişe duyuyoruz.
 
Engeliysen Toplum Seni Seyreder 
 
Kimimiz bizim toplumumuzun ayrımcı kültürünün en yoğun tezahür ettiği şeylerden bir tanesini toplumun engelliyi dışarda seyretmesi olarak görüyor. Baston kullanırken sizi seyreder, akülü bir arkadaş çıktığında döner döner bakarlar. Garip garip sorular sorarlar.
 
Başka Bir Dili Öğrenmeye Başladıklarında Küfür Öğrenmek Gibi 
 
Toplumun biz görme engellilerin hayatıyla ilgili merak konuları çok fazla ama bu onları ilgilendirecek meraklar değil. Mesela evli olanlarımızın daha çok cinsel hayatları merak ediliyor ama bu hiç kimseyi ilgilendirmez. En son sormaları gereken soruları en başta soruyorlar. Erişilebirlik ile ilgili merakları olsa onlar da bir şeyler yapabilirler belki ama işlerine gelmiyor. Hani bu şeye benziyor başka dili ilk öğrendiklerinde küfür öğrenmek isterler ya bu ona benziyor. Çok gereksiz ilgilendirmeyecek bir yerden…
 
 
YAŞADIĞIMIZ ZORLUKLARI NEYE BENZETİYORUZ
 
Kimimiz yaşadığı zorlukları çok büyük ve geçmiş kuşaklardan gelen sonraki kuşaklara da aktarılacak kadar derin bir ayrımcılığa benzetiyor. Kimimiz ikinci sınıf vatandaş muamelesi olarak adlandırıyor. Kimimiz hevesini yerle bir eden düşüncelerini isteklerini bitiren insanların acıması olarak tasvir ediyor. Kimimiz küçücük mercimek tanesi kadar boşa kürek çekip hiçbir şeye sahip olamayan bir rengi bile olmayan aciz bir yaratık veya içi boş buğday başağı olarak isimlendiriyor.  
 
 
YAŞADIĞIMIZ BU ZORLUKLARLA NASIL BAŞ EDİYORUZ
 
Kimimiz ayrımcı tutumlar karşısında o insanların masum olabileceğini düşünmeye onların cehaletine vermeye kafasına takmamaya çalışıyor.
 
Bazılarımız aslında Türk halkının duygularının engin olduğuna iyi niyetli olduklarına inanıyor.  İyi niyetli olsalar da bilmedikleri için o eğitimsizlik iyi niyeti cahalet nedeniyle bizi arabaya bindirirken trene bindirirken kolumuzu bacağımızı kırabileceğini düşünüyor.  Nihayetinde hoşgörüyle bakmaya çalışıyoruz.
 
Bazen gerekli olan ortamlarda uygun bir iki şey söyleyerek onlarla konuşuyoruz. Yeri geliyor bize peş peşe sorular soruluyor ne kadar görüyorsun, sonradan mı görme engelli oldun, doğuştan mı görme engelli oldun, ameliyat oldun mu, ailede… diye devam eden diyaloglarda ’’ Bir dakika ya size peş peşe bu kadar soru sorsalar siz ne yaparsınız bakın ben bu şehrin çocuğuyum Bursa üzerine konuşalım biz’’ şeklinde yanıtlarla baş etmeye çalışıyoruz.
 
Kimimize engellilere yönelik bağımsız hareket eğitimlerine gitmesi orda hobiler edinmesi ve orda bulunan insanlarla iyi diyaloglar geliştirmesi iyi geliyor.
 
İnsanlar bize yardım etmek istediğinde ve biz bunu istemediğimizde uygun bir dille bu isteklerini reddediyoruz.
Bazılarımız ailesinden güç alıyor. Bazılarımız kendini dik bir engelli olarak gördüğü için daha rahat baş ediyor.  
Bazılarımız küçümsendiğini farklı açıdan bakıldığını hissettiğinde kendini soyutlayarak o tarz insanlardan uzak durmaya çalışarak diyalog kurmayarak kendiyle birebir daha rahat yaşayarak baş ediyor. 
 
Kimimiz sosyal hayatta yaşadığı zorluklarda birilerinin kendisine acımasını istemediği için yaşadığı zorlukları çok hissettirmemeye kendi başına bir şekilde başarmaya çalışarak baş ediyor. 
 
Kimimiz bu zorluklar karşısında savunma mekanizmalarını geliştirmeye çalışıyor.
 Bazılarımız kendisiyle kendi çevresiyle ilgilenip dezavantajları avantaja çevirmeye çalışıyor. Kimimiz her şeye rağmen engellere rağmen istediği gibi dışarı çıkmaya devam ediyor. Sonuçta yalnız olmadığımızı düşünüyor birçok zorlukla karşılaşsak da azınlıkta da olsa çok iyi kendini yetiştirmiş bireyler de var ve onlarla denk gelmeye çalışıyoruz. Denk gelirsek onlarla birarada oluyoruz denk gelmezsek de kendi kabuğumuzda yine istediklerimizi yapıyoruz.
 
Kimimiz söylenen olumsuz şeyleri duymamazlıktan gelerek arkasına sağına soluna çok bakmadan ilerlemeye çalışarak baş ederken kimimiz ise bu durum karşısında kendi içinde pozitif bir insan olarak kalmaya devam ederek baş ediyor. 
Kimimiz iş hayatında ürettiği çözümlerle başkalarından hiç yardım almadan iş hayatını sürdürüyor. Kimimiz bırakın görme engellinin normal insanların bile yapamayacağı ve zorlanarak yapacağı bir işin ilmini alarak yapıyor. Ayrıca bu alanda tek olan bir kitap yazarak bunu diğer insanlara öğretmeye devam ediyor ve bu ona iyi geliyor.
 
Bazılarımız bu zorluklar karşısında kendini taşa benzetiyor. O taş ne kadar yıpransa da darbelere maruz kalsa da herhangi bir şekilde derdini anlatamasa da ne kadar kırılsa da bir şekilde kum olmadan dökülmeden ezilmeden kalması gerekir. Ağır bir yük olsa da görmesek bile zorlansak da sıkıntı çeksek de kendi başımıza hayatta ve ayakta durarak baş etmemiz gerektiğini düşünüyor. 
Bazılarımız insanlar tarafından yargılanmak ya da bununla örnek gösterilmemek adına engelli tarafını göstermemeye hissettirmemeye çalışıyor.
 
Kimimiz iki kolu engelli olan birisi hayata nasıl bakıyor, yürümeyen birisi hayata nasıl bakıyor tamamen görmeyen biri hayata nasıl bakıyor, duymayan birisi hayata nasıl bakıyor gibi şeyleri araştırarak kendini motive ediyor ve her gün daha çok şükrediyor. Bu şekilde etraftan ya da engellilerden öğrendikleriyle hayatı nasıl daha güzel yaşayabilirim noktasında onları örnek alıyor. 
Kimimiz okuyanların bir şey alması çocuklara yönlendirme olması niyetiyle bir web sitesinde kendine ve gördüğü çelişkilere dair yazılar yazıyor ve bu ona iyi geliyor.
 
Kimimiz engelli olduğunu kabullenmekle birlikte engelli olduğu için herhangi bir şey yapmaktan geri durmuyor. Başkalarının yapamadığı şeylerin de olduğunu gören bir insanın da bazı şeyleri yapamadığını ve bu durumun yetenek meselesi olduğunu düşünüyor. Bizlerin de yapamadığı şeyler olduğunu ancak bunun engele değil yeteneğe bağlı bir şey olduğunu düşünmek bize iyi geliyor.
 
İnsan Kendiyle Baş Edebilmeli
 
Kimimiz İnançsız olsaydı çektiği acılar yaşadığı sıkıntılar karşısında neden ben böyleyim, neden görme engelliyim, ben neden böyle bir yerde yaşıyorum, neden böyle bir işte çalışıyorum diyebileceğini düşünüyor. Oysa kimimizin inancına göre insan isyan etmemeli ve her anının değerini bilmeli ölene kadar ve ölümü beklemeli. Sadece ölümü bekleyerek yaşıyoruz. Diğer türlü yaşadığımız hiçbir acıyı insan kaldıramaz. Bazen yaşadığımız sıkıntıların kaldırılacak düzeyde olmadığı oluyor. Bazı durumlarda doktorlar da diyor ilaç kullan psikiyatriye gidelim ama hani insan kendi kendiyle baş edebilmeli. Karşımızda bize psikolojik destek verecek olan da insan neden o bize destek verirken biz kendimize destek olmayalım diye düşündüğümüz oluyor ve bu bize iyi geliyor.           
 
 
BİZE GÜÇ VEREN SÖZLER KİŞİLER HİKAYELER
 
Bazılarımız ‘’sabır ve şükür’’ den güç alıyor. Kimimizin yıllarca kullandığı sloganları var. ‘’Engeller aşılmak sorunlar çözülmek içindir.’’ Yani yani sorunlar bir şekilde çözülür çözemediğiniz sorundan uzaklaşırsınız engeller de aşılır.  ‘’ Yaşamı sevmek için yürek başarmak için emek gerek.’’ Yani emek vermeden olmaz emek vereceksiniz. Yürek de yaşamı her şeye rağmen sevmekle ilgili bir şey şimdi tüm bunlar olup bitiyor diye eve çekilirsek olası sosyal ilişkilerimizi iptal edersek daha dirençsiz hale geliriz o yüzden her şeye rağmen yaşamı sevmek laım birtakım şeyleri tolere etmek lazım.  Kimimiz acıyarak bakan insanlara karşı ‘’karanlık cehaletten gelir’’ sözüyle baş etmekte.
Kimimizin yaşama bakış topluma bakış anlamında başarısı anlamında kendisine örnek aldığı manevi abisi var.  Kimimiz görme engelli arkadaşlarımızdan ilham alıyoruz. Kimimiz Kim ne yapıyor nasıl yapıyor ya kim ne gibi zorluklar yaşamış nasıl bir zorlukla hayatta kalmaya çalışıyoru araştırarak herkesi kendisine rol model olarak seçebiliyor ve bundan ilham alıyor.
 
Birlikte Dengedeyiz
 
Engellileri dışlamak doğanın dengesini bozmak gibi bir şey. Örneğin küçücük bir böcek öldüğünde bile hepsi öldürüldüğünde bile doğanın dengesi bozulur. Engellileri dışlamak da buna benzeyen zincirleme bir şey. Engellileri dışlamak aslında birçok şeyi yok etmek demek.. Hani birlikte olursak her şey dengeli olur gibi. Aramızdan biri bu durumu ‘’birlikte dengedeyiz.’’ olarak ifade ediyor ve bu sözü sevdiğini ifade ediyor. 
 
Solucanların Bir Şekilde Hayatını Devam Ettirmesi
 
Kimimiz solucanlardan ilham alıyor. Solucanın siz neresinden keserseniz kesin ya da neresi rahatsızlanırsa rahatsızlansın hatta ikiye bile bölseniz o bir şekilde hayatını devam ettiriyormuş.  Bizim hayatımız da böyle yüzde 25 de görsen görmen yüzde ona bile düşse hayat devam ediyor ve bir şekilde bizim yaşamamız gerekiyor.  Mutlaka devam etmemiz gerekiyor
 Dünyadaki Hiçbir Sorun Değil Tek Sorun Yaşamak
Kimimiz daha önce dünyayla bağının kesildiği olarak tanımladığı cenaze işlerinde çalışmış ve o zamandan sonra sorunları ‘’dünyadaki hiçbir sorun sorun değil tek sorun yaşamak başka bir şey değil’’ olarak görüyor. Yaşamı da işte insanlar ne der ne yapar olarak geçirmemek gerektiğini düşünüyor.
 
BU BECERİLERİ NERDEN ÖĞRENDİK
 
Bazılarımız bu beceriyi yaşam deneyimlerinin sonucunda dağarcığına koymuş. Bazılarımız dik olmayı çocukken rehabilitasyon okulunda tanıştığı yetenekli olarak tasvir ettiği ve onun yaptıklarını kendisinin de yapabileceğine inandığı psikolog bir hocasından öğrenmiş. Kimimiz ailesinin daha itici daha yaparsın neden yapamayacaksın gibi tutumları sayesinde heveslenip beceriler kazanmış.  Kimimiz kafaya takmamayı sonradan görme engelli olduğunda eşinin, ailesinin, oturduğu yerdeki insanların kendisine karşı davranışları değişmediğinde öğrenmiş.  Bazılarımız insanların acıması karşısında kendini soyutlamayı onlardan uzak durmayı hislerinin yol göstermesi sayesinde başarmış.  Bazılarımız köyde yaşamış olmanın verdiği gücün, liderlik özelliğinin, paylaşmayı sevmenin, çocukluk arkadaşlarının kendisini dışlamayıp aralarına almasının, normal bir okulda okumakla bu becerileri kazandırdığını söylüyor. Kimimiz ise tek başına kaldığında tek başına yaşadığında kendi başına bu becerileri edindiğini düşünüyor.   
 
 
BENZER ZORLUKLARI YAŞAYAN ENGELLİLERE SÖYLEMEK İSTEDİKLERİMİZ
 
Benzer zorlukları yaşayan görme engellilere şunları söylemek istiyoruz: Alınganlık yapmamalarını yılmamalarını eğitimleri için iş sahibi olmak için  mücadele etmelerini, diğer bireyler yaşama nasıl katılıyorsa onların da  yaşama katılmalarını,  topluma kendimizi kabul ettirmeyi, eğitim almalarını dışarıya topluma çıkmalarını fiziksel hareketlerini köreltmemelerini kendinden her zaman bir düşük  olanlara bakarak mutlu olmalarını öneriyoruz.
 
ÇALIŞMA BİZE NASIL GELDİ
 
Kendimizi ifade ettik iyi geldi. Eğer ki birilerinin fikirlerini değiştirir birilerinin hayatına dokunursa daha iyi gelecek Çalışmayı yürüten olarak size katkı sunduğumuz için mutluyuz. 
Çalışmayı okuduğumuzda duygulandık yaşadıklarımızın anlayıp yazıya döktüğünüz için mutlu olduk.
 

(Katılımcıların isimleri gizlilik hassasiyeti nedeniyle belirtilmemiştir. )
 
KAYNAKÇA; 
  Akkuş, K., Kütük, B., Samar, B. Ş. (2020). Öyküsel Terapi: Felsefi ve Kuramsal Temelleri, Terapi Teknikleri ve Etkinliği. Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi ,10 , 27-37.
Çelik, H. (2017) Psikoterapide Yeni Soluk: Öyküsel Terapi Psikoterapide Yeni Bir Objektif: Öyküsel Terapi. Kafkas Eğitim Araştırmaları Dergisi, 4(1),
Koca, M. (2018). Narrative terapi temelli grupla psikolojik danışma programının ergenlerin irade ve kaygı düzeylerine etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep
Yalom, D. I. (2002). Grup psikoterapisinin teori ve pratiği. (A. Tangör, Ö. Karaçam, Çev.). 
İstanbul: Kabalcı. (1992).
Yazıcı, B.,  (2018). Naratif terapi temelli grupla psikolojik danışma programının ergenlerin psikolojik dayanıklılık düzeylerine etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
https://www.metaphoricallyspeaking.com.au/collective-narrative-documentation
 

İSTANBUL
EURO
43.3914
DOLAR
38.5725
ARŞİV