YAZARLAR

Tümü

“En Yakınından Başlayan Görünmezlik”

(1 Gün, 6 Saat önce)
Türkiye’de engelli olmak, yalnızca kaldırım rampalarının eksikliğiyle, toplu taşıma araçlarının erişilemezliğiyle ya da kamu binalarındaki merdivenlerle ilgili bir sorun değildir. Evet, tüm bunlar hayatımızın her anına temas eden ciddi engellerdir. Ancak daha derin ve görünmeyen bir başka engel var ki, bu da çoğu zaman kendi evimizin içinde başlar: Ailenin inkârı.

Elif Gamze Bozo
Engelli bireyler, hayata çoğu zaman en yakınlarının kabullenemediği bir gerçeklikle başlar. Bir çocuğun engelli olarak dünyaya gelmesi, toplumda hâlâ bir eksiklik, bir “kusur”, bir “kayıp” olarak görülüyor. Bu algı, ailelerin çocuğuna bakışını da belirliyor. Birçok aile, çocuğunun birey olduğunu, kendi duyguları, kararları, hayalleri ve kişilik hakları olduğunu görmezden geliyor. Onun yerine karar veriyor, onun adına düşünüyor, hatta çoğu zaman onun yerine yaşamak istiyor. Bu sözde koruyucu ama gerçekte dışlayıcı yaklaşım, çocuğun görünmezleşmesine yol açıyor.

Evde başlayan bu görünmezlik, toplumda karşılığını bulmakta hiç zorlanmıyor. Çünkü toplum da aynı inkâr mekanizmasını sürdürüyor. “O evde otursun”, “o zaten dışarı çıkamaz”, “eğitilse ne olacak ki”, “çalışamaz”, “evlenemez”, “yaşayamaz” gibi cümleler, yalnızca bireysel önyargılar değil, kolektif bir dışlama kültürünün parçasıdır.

Devletin politikaları da bu kültürü yeniden üretiyor. Engelli bireyler, hak temelli değil, yardım temelli politikaların konusu haline getiriliyor. Sosyal yardım kuponlarıyla, makarna kolileriyle, pansuman çözümlerle susturulmaya çalışılan bir gerçeklik var ortada: Eşit yurttaşlık hakkı talep eden milyonlarca engelli birey. Eğitimden istihdama, sağlıktan barınmaya kadar birçok alanda sistematik olarak geri planda bırakılan, adeta görünmezleştirilen bir kesim.

Oysa biz sadece “yardım” istemiyoruz. Biz, haklarımızla var olmak istiyoruz. Biz, başkasının merhametiyle değil, kendi irademizle hayata katılmak istiyoruz. Ve en çok da, en yakınlarımızdan başlayarak kabul edilmek istiyoruz. Evde, okulda, sokakta, iş yerinde, kamu kurumlarında… Nerede bir kapı varsa, o kapının bizim için de açılmasını değil; başından beri bizim de o binanın eşit birer parçası olduğumuzun anlaşılmasını istiyoruz.

Unutulmamalı ki, engellilik bir “kayıp” değil, hayatın kendisidir. Kabul etmeyen gözler görmeyi, görmeyen zihinler anlamayı; anlamayanlar ise bir gün belki de anlamak zorunda kalmayı bekliyor. Ama biz artık beklemek istemiyoruz. Görünür olmak istiyoruz. Ve bu, bir ayrıcalık değil, en temel hakkımız.


İSTANBUL
EURO
45.2939
DOLAR
39.4801
ARŞİV