YAZARLAR

Tümü

AKP’nin 23 yıllık saltanatı: Kan, beton, yolsuzluk

(6 Saat, 14 Dakika önce)
2002’den beri iktidarda olan Adalet ve Kalkındırma Partisi (AKP) ve başındaki şahsiyet Recep Tayyip Erdoğan, bu süre zarfında ülkeyi her anlamda karanlığa sürükledi. Bu 23 yıllık iktidar dönemine dönüp baktığımızda, belki de tek olumlu adımları, çocuklara her sabah zorla okutulan, “Türküm, doğruyum” diye başlayan, tekçi ve ırkçı Andımız’ı kaldırmak oldu.

Bir Karikatür, Bir Kösşe

Yazı: Mehmet Murat YILDIRIM

Karikatür: Cizerman 

 

İktidar süresince yalnızca sermayenin çıkarlarını gözettiler. Telekom’dan SEKA’ya, şeker fabrikalarından limanlara kadar yüzlerce stratejik kamu kuruluşu özelleştirildi, emekçilerin birikimleri yağmalandı. Kentler betonla boğuldu, imar aflarıyla çürük binalar meşrulaştırıldı. 6 Şubat 2023 depremleri, bu rant düzeninin kaçınılmaz sonucuydu.

 

Toplumsal muhalefete her zaman cop, gaz ve kurşunla karşılık verdiler. Gezi Direnişi’nde milyonlarca yurttaşın özgürlük talebini bastırmaya çalıştılar. Roboski, Reyhanlı, Suruç ve Ankara Garı katliamlarında yüzlerce yurttaş katledildi; sorumlular ise yargılanmadı. 17-25 Aralık yolsuzluk dosyaları, ayakkabı kutularındaki milyonlar, MİT TIR’larıyla Suriye’ye taşınan silahlar, 15 Temmuz tiyatrosuyla muhalefetin tasfiyesi, KHK’larla yüz binlerce kişinin işinden atılması… Bütün bunlar aynı iktidarın parçasıydı.

 

19 Mart 2025’te ise yeni bir toplumsal direniş dalgası başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından, binlerce yurttaş sokaklara çıktı. Bu süreçte yüzlerce genç gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı. Çok sayıda gazeteci susturuldu ve ağır bir baskı dönemi başlatıldı. İfade özgürlüğüne, basına ve muhalif kesimlere yönelik bu saldırılar hâlâ etkisini sürdürüyor.

 

Ve elbette Kürt halkına yönelik baskılar bu karanlık dönemin temel taşlarından biri oldu.

2013’te Diyarbakır Newroz’unda PKK lideri Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı ile çözüm süreci umutları yeşermişti. Bu çağrıya rağmen, 2015 yılında iktidar masayı devirdi. Aynı yıl 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı aşarak meclise girmesi ve AKP’nin tek başına iktidarı kaybetmesi sonrası savaş konsepti devreye sokuldu.

 

2016’da Şırnak, Cizre, Nusaybin, Diyarbakır Sur başta olmak üzere birçok Kürt kenti “Hendek operasyonları” bahanesiyle abluka altına alındı. Aylar süren sokağa çıkma yasaklarında yüzlerce sivil katledildi. Kentler yerle bir edildi, tarih yok edildi. Kürt siyasetçilerine yönelik siyasi soykırım operasyonları başlatıldı. HDP’li belediyelere kayyumlar atandı, yüzlerce milletvekili, belediye başkanı ve parti yöneticisi tutuklandı.

 

Sınır ötesinde de savaş politikaları devam ettirildi. “Yanı başımızda terör devleti kurdurmayacağız” bahanesiyle Suriye’nin kuzeyine, Rojava’ya yönelik saldırılar sürdü. Afrin’den Serêkaniyê’ye (Rasulayn) kadar Kürt bölgeleri işgal edildi. Demografik yapılar zorla değiştirildi.

 

2025 yılına geldiğimizde ise Kürt tarafı, PKK lideri Sayın Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı çerçevesinde, yeniden çözüm ve müzakere talebini gündeme taşıdı. Bu çağrı sonrası ilan edilen ateşkese rağmen, iktidarın gerekli ve kalıcı adımlar atmadığını gördük. Gerillanın savunma alanlarına yönelik operasyonlar ve Suriye’nin kuzeyine yönelik saldırılar devam etti. Bugün PKK, kongresini topladı. Muhtemelen, silahların tamamen susacağı bir süreç yaşanacak. Umarım Erdoğan ve AKP, uzatılan bu zeytin dalını da kırmaz.

 

Bugün ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik ve adaletsizlik sarmalında kıvranıyoruz. İktidar ise kendi varlığını korumaktan başka bir şey düşünmüyor...


İSTANBUL
EURO
43.3914
DOLAR
38.5725
ARŞİV