Mehmet Murat YILDIRIM
Onların mücadelesi, geçmişte kalmadı. Her yeni nesil, o isyan ruhunu yeniden kuşandı. Üniversitelerde, fabrikalarda, sokaklarda, mahkeme salonlarında sürdü o mücadele.
Gezi Direnişi: Aynı isyanın yeni adı
2013 yılında Gezi Parkı’nda başlayan direniş, bu halkın özgürlük için ayağa kalkma geleneğinin güçlü bir devamıydı. Ağaçların kesilmesine karşı çıkan bir grup genç, kısa sürede milyonların onur mücadelesine dönüştü. Gençler, kadınlar, işçiler, inanç grupları ve kimlikler bir araya geldi. Herkes aynı cümleyi kuruyordu: “Bu ülke bizim, söz hakkı bizim!”
Gezi’de barikata koşanlar, Denizlerin izindeydi. Aynı kararlılıkla yürüdüler. Aynı hayalle: ‘Özgür, eşit ve adil bir Türkiye’ diyordu.
Baskıya direniş, umuda yürüyüş
AKP iktidarı yıllarında baskılar arttı. Gençlik hedef alındı, üniversiteler susturulmak istendi, düşünce iyice suç haline geldi. Ama bu baskılara rağmen geri adım atılmadı. Gençler ve halk, her dönem karşısına çıkan baskıcı düzene karşı direndi.
Bu yıl Mart ayında yaşananlar, bu birikimin ve sabrın taşma noktasıydı. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, yıllardır biriken adaletsizliklere, halk iradesinin hiçe sayılmasına karşı yükselen öfkenin simgesine dönüştü. Binlerce insan sokaklara döküldü. Gözaltılar, müdahaleler yaşandı. Ama ses kesilmedi. Çünkü bu tepki sadece bir kişi için değil, yıllardır süren haksızlık düzenineydi.
Bu bir isyan değildi sadece, bir direniş geleneğinin devamıydı. Denizlerden Gezi’ye, Gezi’den bugüne uzanan bir zincir.
Onur, eşitlik ve özgürlük için mücadele
1968’de Altıncı Filo’yu denize döken gençler, sadece bir gemiyi değil, emperyalizmin sembolünü geri püskürttüler. Bugün de o ruh ayakta. Aynı kararlılıkla sermayenin, rantın, adaletsizliğin karşısına dikilen gençler var. Aynı onur duygusu, yeni kuşakların ellerinde taşınıyor.
Halkların evlatları barış için, adalet için, özgürlük için yürüyor. Tıpkı Denizler gibi; halkların kardeşliğini savunarak, birlikte yaşamı savunarak.
6 Mayıs’ı Unutmuyoruz
Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in mücadelesi bir döneme değil, bu ülkenin vicdanına aittir. Onların bıraktığı miras, bugün hâlâ yaşıyor. Yeni nesiller, o mücadeleyi sürdürüyor.
6 Mayıs’ı unutmuyoruz. Çünkü hâlâ o yolu yürüyoruz.
Onlar gittiler ama mücadeleleri, umutları ve idealleri hâlâ ayakta.