Haber: Mehmet Murat YILDIRIM
Tarihin yükü: İttihat ve Terakki’den günümüze
Bethnahrin Ulusal Konseyi’nin açıklamasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde etkin olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Türk-İslam sentezine dayalı ideolojisinin bölge halkları arasında düşmanlık yarattığı vurgulandı. Bu ideolojinin farklı din, mezhep ve etnik kimliklere karşı soykırım politikaları uyguladığı ve bu anlayışın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte 1924 Anayasası aracılığıyla sürdürüldüğü ifade edildi.
Konsey, bu anlayışın savaşları, çatışmaları ve halkların kültürel dokusunu tahrip eden yıkıcı politikaları beraberinde getirdiğini savundu. Demokratik gelişim alanlarının kapatılmasıyla birlikte silahlı mücadele arayışlarının doğduğuna dikkat çekildi.
PKK’nin kuruluşu ve mücadelesi: Bir tepki hareketi
Açıklamada, 27 Kasım 1978 tarihinde kurulan Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK), Türkiye’deki inkârcı ve soykırımcı siyasetin bir sonucu olarak silahlı mücadeleyi benimsediği belirtildi. Bu mücadelenin 50 yıla yaklaşan sürecinde Ortadoğu’yu aşarak uluslararası etkili bir güç haline geldiği vurgulandı.
Konsey, bölgedeki son gelişmelerin tüm aktörlere büyük bir değişimi dayattığını, bu çerçevede Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te yaptığı barış ve demokratik toplum çağrısının yeni bir dönemin kapısını araladığını belirtti.
Fesih kararıyla gelen dönüşüm
Bethnahrin Ulusal Konseyi, PKK’nin olağanüstü 12. kongresinde aldığı fesih kararını, lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısına bir yanıt olarak nitelendirdi. Bu kararla birlikte silahlı mücadelenin sonlandırıldığı ve demokratik çözüm için uygun zemin oluşturulduğu ifade edildi.
Konsey, halklara yönelik imha ve inkâr siyasetinin iflas ettiğini ve bu nedenle kimliklerin tanınması aşamasına gelindiğini vurguladı.
Türkiye’ye reform çağrısı: Anayasal güvence şart
Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetine seslenilerek, PKK’nin aldığı karardan sonra büyük bir reform sürecini başlatma sorumluluğu olduğu belirtildi. Özellikle anayasa başta olmak üzere tüm yasal düzenlemelerin yapılmasının, demokratik bir toplumun yeniden inşası açısından hayati önemde olduğu vurgulandı.
Süryanilerin kimliğinin ve eşit vatandaşlık haklarının anayasal güvence altına alınmasının, Türkiye’de toplumsal barışın sağlanmasının temel şartlarından biri olduğu ifade edildi.
Ortak yaşam mücadelesi ve Ortadoğu’nun geleceği
Konsey, Türk, Kürt, Arap, Pers, Ermeni, Çerkez ve diğer etnik, dini, mezhepsel gruplarla birlikte ortak yaşam mücadelesini sürdürme kararlılığını yineledi. Ortadoğu’nun demokratik bir yapıya, huzura ve refaha ulaşması için siyasi ve tarihsel sorumluluklarını yerine getireceklerini belirtti.
Öcalan’ın çağrısına ve devletin yaklaşımlarına destek
Bethnahrin Ulusal Konseyi, Abdullah Öcalan’ın barış ve demokrasi temelindeki çağrısını, PKK’nin 12. Kongre kararlarını ve Türkiye devleti ile hükümet yetkililerinin yapıcı açıklamalarını desteklediğini açıkladı.
Son olarak, halkların özgürlük mücadelesinde hayatını kaybeden şehitler ve bu sürece emek veren herkes saygıyla selamlandı.
Ne olmuştu?
PKK, 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği 12. Olağanüstü Kongresinde silahlı mücadeleye son verme ve kendini feshetme kararı aldı.
Bu karar, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına bir yanıt olarak açıklandı. Kongrede, silahlı yapıların dağıtılması ve siyasi çözüm sürecine sivil yöntemlerle katkı sunulması yönünde kararlar alındı. Karar, başta Kürtler olmak üzere tüm Ortadoğu halkları için demokratik çözüm ve barış umutlarını yeniden gündeme taşıdı.
